? bunun şartı 6 dır.
? 1. Taklit ettiği kişinin bir müctehid olması.Velev ki er-Rafii, en-Nevevi, er-Rameli ve İbni Hacer gibi fetvada müctehid olan biri olsun. ?Ancak alimler, o müctehidin o mes’eledeki görüşünün çok zayıf olduğunu söylemişlerse, o zaman taklid edilemez. ?Yine, bir imamın kendisinden döndüğü görüşünü taklit etmek sahih değildir.
?Ancak o imamın Mezhebi’nin alimleri, o imamın kurallarına dayanarak ve bir delile bağlı olarak o görüşü seçmiş iseler, onu taklid edebilir.
? 2. Taklit ettiği mezhebin o konudaki şart ve vaciplerini bilmesi.
? Mesela hanefî birisi Şafi mezhebini abdes hususunda taklit edecekse; şafi mezhebinde abdestin sahih olmasının şartlarını ve bozan şeyleri bilmesi gerekir.
? 3. Taklidin ‘kablel amel’ diyeceğimiz amelden önce olması yani filin vuku bulmasından sonra olmaması.
? Mesela namazdan sonra elinin kanamış olduğunu fark eden kimse ‘şafiye göre olmuştur’ demesi gibi.
? 4. Mükellefiyet bağında kendisini kurtaracak şekilde ruhsatları araştırıp onlara sarılmaması.
? 5. Telfikin olmaması. Telfik, dini konularda bir mesele hakkındaki mezhep muctehidlerinin birbirlerine zıt olan görüşlerini birleştirme işidir.
? Mesela bir kimse abdest alırken şafiyi taklit edip saçının iki teline mest verse aynı zamanda tertibe riayet etmese; hanefiye göre başının 1/4 mest etmediğinden, şafiye göre de tertibe riayet etmediğinden iki mezhebe gorede abdesti olmamıştır.
? 6. Taklit edilen konu resmî hakim, kadı tarafından hükmü bozulan bir konu olmamalıdır.
?Netice olarak şöyle diyebiliriz: Bir mezhepten diğerine geçiş, kişinin muhtaç olduğu bir meselede, o mezhebi taklit etmek suretiyle olursa, bunda beis yoktur ve caizdir. Hac ve umre yapan Şafilerin, abdestte Hanefileri taklit etmesi gibi. Çünkü tavaf ve say vazifelerinin abdestli yapılması gerekir. Şafi mezhebinde ise kadına dokunmak ile abdest bozulur. O kalabalıkta, farkında olmadan kadına dokunmak mümkün, hatta kaçınılmazdır. Her dokunuşta abdest almanın zahmetinden dolayı, Şafiler bu ibadeti yaparken Hanefileri taklit edebilirler.
?Eğer taklit etmek, mezheplerin kolay taraflarını araştırmak ve ihtiyaç yokken, sırf kendi nefsinin tatmini için işine gelenleri yapmak şeklinde olursa, bu caiz değildir. Çünkü bu bizi, kabul edilmeyen telfike ve “mürekkep icma” ile caiz olmayan sonuçlara götürür.
?Müctehid alimler, doktorlara benzemektedir. Nasıl ki hasta olduğumuzda bir doktora gidiyor, onun tedavisini uyguluyor ve aynı anda iki üç farklı doktorun tedavisini uygulamak mümkün olmuyorsa; maddi ve manevi hastalıklarımızın ilaçlarını, Kur’an ve sünnet eczanesinden bizlere sunan müctehid imamları da taklit ederken, birini kendimize rehber yapmalı ve ihtiyaç yokken başka bir müctehidin kapısını çalmamalıyız.
?Bununla beraber, her mezhebin azimete taalluk eden cihetlerini taklit etmek bir takva işidir. Meselâ, Hanefi mezhebine mensup bir insanın eli hanımına dokunacak olsa abdesti bozulmaz; fakat Şâfiîye göre bozulur. Bu insanın böyle bir meselede Şâfiî mezhebini taklit ederek abdestini tazelemesi bir azimettir, bir takva işidir. Yine Şâfiî mezhebine mensup olan bir insanın vücudunun herhangi bir yerinden kan çıktığında abdestini tazelemesi de, aynı şekilde azimete girer.
?Yine, Hanefi mezhebinde olmayıp diğer mezheplerde olan ve ibadetlerin başlarında ve sonlarında hg sünnet dua ve benzeri nafile ibadetlerde o mezhebin görüşünü taklit etmek bir azimettir, sevaplıdır ve güzel bir harekettir.