*
*CEVAP:*
?Redd-ül Muhtar’da; seferdeyken nafile olarak kurban kesen kişiden vacip olan kurbanın düştüğünü açıkça ifade etmiştir.
Zenginlik ile mukim olma şartları, kurbanın vacip olması noktasında aynı şartlar olarak değerlendirilse de, kestiği kurbanın nezir mi kurban mı olması noktasında aynı şekilde değerlendirmelerini gerektirmez.
Fakihler; kurban kesen fakirin kestiği kurbanın adak olacağını buna rağmen ondan yiyebilir mi yiyemez mi meselesini uzun uzun anlatmışlardır. Seferdeyken kurban kesen birinin, kestiği kurbanın adak mı, değil mi, yenir mi, yenmez mi meselesinden bahsetmemişlerdir. Bu da bize zenginlik ve mukim olma şartını aynı ölçüde değerlendirmediklerine dair bir karinedir.
Alaaddin es-Semerkandî Tuhfetü’l Fukaha adlı eserinde şöyle der: Seferde olanlara kurban vacip değildir. Tıpkı bayram ve cuma namazlarının vacip olmayışı gibi”
Malumdur ki seferdeyken kıldığı cuma namazından sonra mukim olan kişiye öğlen namazı vacip olmayacağı gibi, Cuma namazını da tekrar etmesi vacip değildir. (Mukim olduğunda şehirde henüz cuma namazı kılınmamış olabilir.)
Bu mesele de gördüğümüz gibi cuma namazının vacip olması için mukim olmak şart ise de Cuma namazının sahih ve farzı düşürücü olması için ikamet şart değildir. Bu da bize her şartı eşit olarak değerlendirmemizi, mukim olma şartı ile zengin olma şartının farklı olabileceğini, birine ait meseleleri diğerine taşımak için mücerret şart birliğinin kafi gelmeyeceğini göstermiş olur.
?Zira sefere çıkan kişiye kurban kesmemek kolaylıktır, ruhsattır. Şayet tekrar kurban kesmesini gerekli görecek olursak ruhsat, ruhsat olmaktan çıkar, kolaylık zorluğa döner.
Görüldüğü gibi seferde kurban kesmemek ruhsattır. Buna göre kişi, seferde ruhsatı değil de azimeti alıp kurbanını kesecek olursa keseceği kurban sahih olur. Sahih olan bir ibadetin yani şartlarına riayet edilerek eda edilen bir ibadetin sahih olacagi ve iadeye gerek duymayacağı usulü fıkıh kitaplarında detaylıca anlatılmıştır.
Ruhsatı değil de azimeti alarak kurban kesen bir kişiye memleketine döndükten sonra mukim oldu diye tekrar kurban kesmeyi vacip kılmak, ruhsat mantığına büsbütün aykırıdır. Zira bu şekilde ruhsat, temel gayesi olan kolaylıktan çıkmış ve zorluğa dönüşmüş olur. Halbuki ruhsatın temel meşru sebebi kolaylıktır.
?Ezcümle; Kurban Bayramı günlerinde sefere çıkan kişi kurbanını seferi olduğu bir yerde kestikten sonra Kurban bayramı günleri çıkmadan yani 3. günün akşam vakti girmeden önce evine dönse ve mukim olsa tekrar kurban kesmesi gerekmez. Seferdeyken kestiği kurban yeterli olur.
Fıkhi Meseleler